top of page
Ara
  • Yazarın fotoğrafıobsesifdaktilo

Bir Obsesifin Günlüğü 20

Güncelleme tarihi: 13 Nis 2019



Hayatım boyunca kadınlardan belli koşullar altında çekinmişimdir. İletişim kurmakta zorlandığım ya da bana zarar vereceklerini düşündüğüm için değil tabi ki. Her ne kadar büyük bir çoğunluğu kanınızı emse de sadece fazla kararsızlar, ayrıca tutarsızlar ve samimiyetsizler hatta çıkarcılar... Neden ve nasıl başarıyorlar bilmiyorum ama bu kararsızlıkları erkeklerin de seçimlerini etkiliyor. Ben bu durumla karşı karşıya gelmemek için duygusal bağ kurmak, aileye karışmak, evlenmek ve çocuk yetiştirmek gibi modası geçmiş alışkanlıklardan kendimi koruyabildim. Kadın, başlı başına bir amaca dönüştüğünde mutsuzluk ve huzursuzluk dışında baska bir şey getirmeyen bir varlık halini alıyor. Onlar için giyinmeye, onlar için iyi yemek pişirmeye ve onlar için yaşamaya başladığınızda göreceksiniz hiç biri sizi tatmin etmeyen bir sürü karar almaya başlamışsınız. Sevmediğiniz tarzda bir ceket ya da ağzınıza bile sürmeyeceğiniz lezzetsiz gastronomi ürünleri tükettiğinizi fark edeceksiniz. Kendinizden uzaklaştığınız kadar mutlu olma ihtimalinize inandıracak kadınlar sizi ama terk edilmiş bir insanın mutlu olma olasılığı yoktur.


Bugün hemen şimdi televizyonu açın ve karşınıza çıkan ilk reklamda kullanılan kadın sayısına dikkat edin. Size bir şey satmak istediklerinde kadın silahını seçerler. Lüks arabalardan tutun, basit bir olta setine kadar her şeyi kadınların aracılığı ile satmak isterler. Bunları alabilmeniz için çekmek zorunda olduğunuz krediyi size vermek üzere banka veznesinde bir kadın oturur. Genelde ciddi görünüşlü olan bu bankacı güruh, asık suratlı, sevimsiz tiplerdir. Size hakkınız olmayan bir şeyi veriyorlarmış gibi tavır takınıp iliğinize kadar almakla görevlendirilmişlerdir. Kim ne derse desin "tuzak" kadındır. Kumarhanelerde size oyun oynatan yeni yetme güzel ve sexy kızlardır, siz onlara zengin olduğunuzu kanıtlamak için varınızı, yoğunuzu ortaya koyun diye oradalar. Pırlanta almak zorunda olduğunuz gerçeği ile yüz yüze gelin lütfen. Hiç bir boka yaramayan bu taş bir kadını daha güzel göstermediği gibi bütün pırlanta reklamlarında güzel kadınlar vardır. Hiç birini modern hayatın bir getirisi ya da gerekliliği olarak algılamayın, çünkü akli dengesi yerinde insanlar bunların ne kadar gereksiz olduğuna ve kabul edilemez olduğuna çok kolay karar verebilirler. Tarihin herhangi bir noktasında istemediğiniz kadar örnek bulabilirsiniz. En basit örneği ile en komplike olan insanlığın doğuşuna bakın ve göreceksiniz ki "tuzak" yine kadındır. Yani içinde bulunduğumuz durumu onlara borçluyuz ve ben durumları daha da kötü yapıp boktan hayatımı başka bir bok parçasına açmamak konusunda kararlıyım.


Çalışmaktan memnun olmadığınız bir iş yerinde akşama kadar sevmediğiniz hatta görmeye bile tahammül edemediğiniz bir sürü insanla, ortak noktalarınız varmış gibi numara yapmaya mecbursunuz. Geveze, serseri, boş boğaz, kibirli insanlara katlanmak zorunda kalırsınız çünkü beklentilerini karşılamak zorunda olduğunuz bir karınız vardır. Ev kirasını, faturaları, makyaj malzemelerini ödemek zorundasınızdır, akşam yemeğine çıkarmak saçma tarihleri aklınızda tutmak ve çiçek göndermek zorundasınızdır. Yalnız olduğunuzu varsayalım, kafanız attığında çıkar gidersiniz, bu insanların hiç birine sizin istediğinizden daha fazla katlanmak zorunda kalmazsınız. İstediğiniz gibi şehir değiştirebilir, seyahat edip tatil yapabilirsiniz, her gün aynı yerde konaklamak zorunda kalmazsınız. Eklemeden geçemeyeceğim hiç bir beklentiyi karşılamak zorunda kalmazsınız, hatta ve hatta beklentiler karşılığında memnun oldu mu yoksa yetersiz mi kaldım diye kendinizi sorgulamak zorunda bile kalmazsınız. Faydaları saymakla bitmeyen içi bok püsür dolu eczacı reklamlarındaki ilaçlar gibi, kadınlardan uzak durmanın faydaları. Şaibelerle yönetilmeyen bir cumhuriyet ilan etmek için hükumet kafalı kadınlardan uzak durmalı. Hayat yeterince karmaşık ve zor zaten, unutmak zorunda olduğunuz şeylerin arasına eklemek isteyeceğiniz son şey bir kadın olmalı. Unutmak adı altında yapılan eylemlerin hepsi de yine başka bir kadına dayandırılır. Gecenin sonunda bir bara gidilir, başka bir kadın bar görevlisinin servis ettiği içki tüketilir. Muhtemelen o barda yine bir kadınla tanışmak için unutma adi altında tüm umutlar yeni yağmur yağdırmış bir bulut gibi süzülürken hikayeler anlatılır. Parola hep aynıdır "bu sefer aynı hataları yapmayacağım". Bir hatanın çözümü için sürecin doğru işlemesi gerekir çünkü hata olduğunu bildiğiniz bir şeyden kurtulmanın yolu daha büyük başka bir hata yapmak olmamalı.


Bu anlattıklarıma karşı çıkanlar, incinmiş bir adam olduğumu ileri sürenler ya da öfkeli olduğumu düşünenler işte size kanıtım! Bir kere eleştirin ya da yapmış olduğu bir hatayı tüm çıplaklığı ile yüzüne vurun, nasıl şekil değiştirip atom bombasından daha güçlü bir tahrip gücüne sahip oluyorlar izleyin. Bizlerin hatalarının en büyüğü ise onları yönetebileceğimizi düşünmemiz. Bir insanın başka bir insanı yönetebilmesi için halkın her bölümünde kabul görülen mutlak güç gerekmektedir, bu bahsettiğim güç atom bombasının tahrip gücüyle eş değerde değil, daha sakin ve ölümcül. Hanginiz çıkarlarını her şeyin önüne koyup hareket edebilir, o bu güce sahip olur. Kanunlarınızı buna göre belirleyin ve hareket planınızı yeniden şekillendirin. Göz yaşı gibi ender bulunan bir silahı her an her yerde kullanabilirler ama tahammül edilemezdir. Beni sevmiyor musun diye ağlayan bir kadını terk etmemek için hiç bir sebep görmüyorum. Ya da salt seksapeliteyi öne süren kadının dayanılmaz mide bulantısını düzün. Melankoliyi icat ederek dünya ve insanlık tarihine çok büyük bir hizmette bulunmuşlardır bunun için de onları Oscar'a, Nobel'e ve spermlerime layık görüyorum


Ferfi henüz zafiyetimi görmedi ya da farkında değil ama ben güçlü olmak istemiyorum. Sanırım tüm bu anlattıklarımı yalanlayan ve çelişkili olacak şekilde hareket etmemi gerektirecek şekilde bir boşluğa düşüyorum. Olmasından yıllarca kaçtığım şey sonunda kayıp bir evcil hayvanın sokakta geçirdiği kısa bir zaman diliminden sonra duyarlı bir vatandaş tarafından sahibine teslim edilmesi gibi beni buluyor. Bunu en son bu evde kim yaptı bilmiyorum ama kahvaltı için alışveriş yaptım, dışarıdan aldığım malzemeleri mutfağa dizerken içimdeki huzurun sebebi lütfen Ferfi olmasın diye salamlara yalvarıyordum. En son bir kadına kahvaltı hazırladığımda işler bu kadar karışık değildi, radyoda - silence - çalıyordu ve ben yirmili yaşlarımın başında olmanın tadını çıkartıyordum. Bir gün kaçmak zorunda olacağımı kendime ait bir şeyleri sınır kapılarının ardında bırakacağımı bilmiyordum. Artık beni, duygularımın evrilip bir kadına bir şeyler hissedebileceğime kimse ikna edemez o yüzden, peynire yalvarıyorum. Teslimiyetten bahsettiğim için olması gerekenleri biliyorum kaçmak için dışarıda iyi bir hava var güneş parlıyor ve yolumu bulmakta zorlanmayacağım kadar kötü bir mahalledeyim. Önümde başka bir devlete ve içinde milyonlarca insanın işeyip, sıçtığı başka bir kanser yuvasına açılan binlerce sınır kapısı var. Bu sefer bir duygunun ardını önünü düşünmeden umarsızca içine çekilmek istiyorum, hesap yapmadan sadece hissettirdiği insani haz ile bünyemde kabul etmek istiyorum. Yıllardır süren vahşetimin dinmesini ve hayat dişlerinin arasından yara bile almadan çıktığımı görünce şaşırsın istiyorum. Ne kadar kötü olabileceğini bilsem de ekmeğe yalvarıyorum, idare edebilirim. Dünya yakılıp yıkılmadan, yer yüzüne inmiş olan Ferfi'ye bakarken işlediğim bütün günahlardan arınabilirim.


Ensemde buz gibi el hissettim, birinin bana dokunmasını beklemediğim için olduğum yerde zıpladım. Gece iyi bir seks yaptıysa bir kadın, sabah güzel gözükmesine sebep olabilecek bir sürü kimyasal tepkimeye girmiştir bedeni. Burada onu iyi becerdiğimi ima etmeye çalışmıyorum çünkü ismi erkek manasına gelen bir kadınla birlikte olup sabahında hormonlarının bir mucize yaratmasını beklemek abes ve saçma olur. Yani onun güzelliği, doğanın her mevsime uyum sağlaması gibi kendiliğinden.


Ferfiydi bu "Günaydın" ...


6 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Son kez Abstre

Benim de merhametine inanmayı seçtiğim çok karanlık birikti içimde. Sağa sola savrulmak yerine, bir düzene uyum sağlayıp yalnız kalmak gibi. O yüzden sen şimdi tüm bu olan biteni unut. Ben de ayak alt

bottom of page