Cehennemden geliyorum. Orada ateşin ortasında kemikleriniz ile dikiliyorsunuz. Yanmış etin kokusu ve duman bütün cehennemi kaplayacağı için sanırım kemiklerimiz ile cehennemde yanmamızı daha makul bulmuş olmalılar. Belki tanrı az pişmiş tercih ediyordur. Kemik hikayesini bence en iyi bu durum anlatıyor. Tabutun içinde gördüğüm rüya tam olarak buydu. Uyandığımda ise Mimi ve Bany korkudan neredeyse öleceklerdi. Aptal bir kaçık olduğumu unutmuş olmalılar ama artık kanaat getirdiklerine hiç şüphe yok. Raztin adında küçük bir adamla birlikte odama tabutu almak için gelmişlerdi, içinde olabileceğim hiç akıllarına gelmemiş olmalı. Uyuyor olduğum ve cehennemde yandığım için sanırım içeri girdiklerini duymadım. Arabaya taşımak için kaldırmak istediklerinde tabutun olması gerekenden ağır olduğunu fark edince, bellerini incitmemek için aniden yere bıraktılar. Kin ve nefret dolu kemiklerin yandığı cehennemin kapıları o an sonuna kadar açıldı benim için. Karşımda duranların zebani olduğunu farz edersem en sevimlisi Raztindi. Bu küçük adamın koyunu andıran gözlerinde daha önce karşılaşmadığım bir mana yüklüydü. Bütün gün ağladıktan sonra bir anda sıkıldığı için dışarı çıkmaya karar vermiş ve bulduğu ilk makyaj malzemeleri ile yüzüne sahte bir mutluluk çizmiş ama aradığını bulamadığı için tekrar ağlamak üzere eve geri dönmüş gibi bir ifade gizliydi bakışlarında. Duş alıp çıkmış olmalı saçları hala ıslak ve cilalı maun kokusu ile işlenmiş deri kokusunu şuan duş jeli ile bastırıyor. Becerikli tipleri nerede görseniz tanırsınız. Raztin de onlardan biri. Sanki bir eliyle pasta süsü yaparken diğer eliyle tuvalde yağlı boya ile resim çalışabilirmiş gibi.
Tabutu arabaya taşımalarına yardım ettim, Eger uykudan bir beklentiniz yoksa geceyi tabutta geçirmek iyi bir fikir gibi gözükebilir. Mimi ve Bany de uyumamış gibi gözüküyorlar. Iloida'yı kaybetmek en çok o ikisini etkilemiş olmalı. Angela kahvaltı için pizza almaya gitti. Oda arkadaşı olmasına rağmen yokluğundan mutlu bile olabilecek kadar sinsi bir kaltak eminim. Bedavadan gelen kozmetik malzemelerini kendi eşyalarının arasında bulacağıma da eminim. Beni şaşırtmayıp cenazeye katılmazsa gruptan atılır mı acaba? Yoksa kimseyi umursamadığı gibi burada kimse de onu mu umursamıyor?
Kahvaltı esnasında kavgadan sonra ilk defa karşılaştığım Cini de yıkılmışa benziyordu. Kızıl saçlı ve çilli olan Cini konuşmaya başladığında ses tonu size her şeyi yaptırabilir. Onu dinlediğiniz sürece kadın kaçakçısı ya da uyuşturucu satıcısı olabilirsiniz. Sanki bir homo konuşmuyor da varlığından emin olmadığınız bir melek dublaj yapıyor. Duymak için biraz yakınlaşmanız lazım çünkü sesini sizden saklamak için elinden geleni yapıyor. Kahvaltıda sadece Bany konuştu. Akıl küpümüz Iloidanın ailesi gibi sorumluluk almış ve ölümden sonrası yapılması gereken tüm işlemleri halletmiş. Bany bir takım liderinden ziyade bir arkadaş olarak bulabileceğiniz en iyi homo olmalı. Hayatımız boyunca bir takım sorumluluklardan imtina eden devletler ölümünüz esnasında çok ciddi bir yakınlık gösterirler. Hatta hassasiyetin ayarını biraz kaçırıp morgda size yakınlaşmak isteyen devlet çalışanları bile bulabilirsiniz. Basit gibi gözüken bu işlemler için bir sürü prosedürü yerine getirmeniz gerekmektedir. Bany şehir içinde mezarlıklarda yer bulamamış olması lazım ki yakın bir kasabada Yahudi mezarlığında defin işlemleri gerçekleşecek. Sanırım çevreden kimse bir homo ile aynı mezarda yatmak istememiş olmalı. Ölen teyzesinden başka bir yakını olup olmadığını bilmiyoruz. Ayrıca haber verilmesini ister miydi emin bile değilim. Keşke 1-2 dakikalığına uyansa ve çözüm bekleyen tüm bu konular hakkında son sözlerini söylese ve herkesi karamsarlıktan kurtarsa. Huysuz kaltak onu uyandırdığımız için serzenişde bulunur üstüne bir de özel olmak istiyorum der. Özelden kastı her neyse uyandığında kendine sorarsınız.
Saat 12:00'da hepimiz Yahudi mezarlığındaki toplanma yerindeydik. Arabayı yine Bany sürüyordu. Yediğim bütün pizzayı geri getirmek için yemin etmiş olmalı arabayı öyle kullanıyordu. Mimi yanımda oturmuş hiç bir kasını hareket ettirmeden dışarıyı izledi bütün yol boyunca. Cini önde oturuyordu gösterişli kızıl saclarını salmış şeftali tonlarında bir makyaj yapmış. Angela orada olmak istemediğini belirten bir sürü ses çıkardı ama kimse şuan onunla uğraşacak değil. Keşke cenaze arabasına binseydim. Vardığımızda din adamı falan yoktu ortada sonradan anladım törende din adamı da olmayacak herhangi bir dine mensup olup olmadığından bile kimse haberdar değil. Sanki bir insan değil de ilk okul çocuğunun evde beslediği kaplumbağası öldü ve biz onu gömmeye gelen aile bireyleriyiz. Daha sade bir cenaze töreni ancak bir evcil hayvana yapılıyor olmalı...
BÖLÜM 10 : https://obsesifdaktilo.wixsite.com/blog/home/bir-obsesifin-g%C3%BCnl%C3%BCg%C3%BC-10