Bir Obsesifin Günlügü 7
- obsesifdaktilo
- 28 Şub 2019
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 9 Mar 2019
Mimi yanında yepyeni bir takim elbise getirdi. Benimle bu kadar ilgileniyor olması diğer homoların kıskançlığını üstüme çekmesine sebep oluyor. Şimdiden huzursuz huzursuz homurdandıklarını duyabiliyorum. İlginin ve odağın alfa homo tarafından üzerime çevirilmiş olmasına alışmam lazım sanırım. Hayatım boyunca alışmak zorunda kaldığım şeyleri sorgulamak istemiyorum ama sürdürebildiğim tek şey bok gibi yaşamak. Balkon demirlerinin arasına soktuğunuz kafanızın sıkışmasını andırıyor hayatım. Neden sorgulama ihtiyacı duyuyorum ki beklenti içinde olmadığım bir hayatı? İyi bir okul bitirmemi bekleyen ve mezun olmamla birlikte eşe dosta hava atmaya yarayan diplomamla gurur duyuyormuş numarası yapan bir ailem yok. Aksi olduğu takdirde yıllarca senin okuman için çalıştık çabaladık deyip kendi çürümüş hayatlarında erteledikleri her anın sorumlusuymuşsun gibi davranmalarına da gerek yok. Sorumluluğu sana yükleyip, onlar gibi davranmadığın için eleştirecek olan bir ebeveynimin olmaması, baskısı altında büyümemiş olmak, gönderde yalnız bir bayrak kadar hür hissetmek gibisi de yok. Göreceli bir güzelliğe sahip kadınla evlenip genlerimizi çarpıştırmamız sonucunda bir ucubeye katlanmak zorunda olmakta hiç planlarım arasında yer almadı. O kadını etkileyebilmek için olmadığım biri gibi davranma için çaba sarf etmeye ve sonunda gerçek olmayacağını bildiğim hayaller kurup, kalp kırıklıklarından oluşan notaların bulunduğu bir senfoniyi çalmaya da nefesim yok. Bu gibi başarısızlıklar konusunda bir abide gibiyim. Hatta bir ekol ya da fenomen bile sayılırım. Nefes almak için hava ya da ciğerlere ihtiyacın yok denilseydi, onlara inanıp boğularak ölmeyi başarabilecek kadar başarısızım. Yüzmek için bir kuyruğa ve solungaca ihtiyacın var derlerse duşa girmekten bile imtina edebilirim. Bu kadar başarısızlığı bir arada görmeye alışkan olmayanlar için bile cesaret kaynağı olabilirim. Çünkü ben başarmak, yarışmak, kaygılanmak istemiyorum. Ben zamanını çoktan doldurmuş bir saat gibi duvarda asılı kalmak istiyorum. Durmuş ya da çalışıyor olmasının bile bir anlamı yok çünkü geri çağrılmayı beklerken zamanın bir önemi yok.
Yeşil Rover'i Bany sürüyordu. Mimi bu gece bize katılmadı. Bany, Mimiden sonra grubun ikinci taşaklısı ve en akıllısı çünkü eski bir mühendis. 158cm ile grubun en kısası ama en seksisi diyebilirim. Bu sarışın bomba kırmızı ruju, siyah piercingleri, daracık kalçası ve bembeyaz teni ile boşanmanıza bile sebebiyet verebilir. Cevre yolunda bir süre ilerledikten sonra sıra sıra demir yollarının üstünden geçip bir dağ yoluna girdik. Yolun bozuk olduğunu kalca kemiğimin üstünde hissetmemi sağlayan 20 yıllık süspansiyon ve sanki arabayı sürmek yerine paralamak isteyen Bany. Vardığımızda anladığım kadarıyla sadece zenginler sex yapıyor. Diğerlerinin yaptığı şey hakkında şimdilik bir fikrim yok ama bu geldiğimiz yer ihtişamdan yıkılıyor. Gotik mimarinin Rönesans esintileri ile inşaa edilmiş bu malikane kralın ailesine ait olmalı. İçeride Karoly diye bir bunakla karsılaştım ortalama 70 yaşlarında sanırım çünkü söylediğine göre ailesinin dokuzuncu kuşağından bir Macar. Elinde viski şişesi ile gecelik giymiş Elena geldi. Rus aksanı hemen kendisini belli eden Elena dergi kapağında görebileceğiniz kızlardan. Model ajansları böyle kadınları keşfetmek için dışarıda bir orduyla dolaşıyor olmalı. Senaryo belli diye düşündüm yaşlı zengin hergele, genç karısını beceremediği için eksikleniyor ama onun sağda solda kontrolsüz bir şekilde ilişkiye girmesini istemiyor. Kadının duygusal dünyasına hükmetmenin yolunu bulmuş ve başka birisi ile yakınlaşmasına müsaade etmiyor. Ancak para denen yüzsüz güç böyle kontrolsüzce güzel bir kızı kontrol altında tutabilir. Karoly rahatlamam için bir viski verdi eğilip kulağıma, onun mutlu olmasını istiyorum hem de çok mutlu olmasını dedi. Dünya üzerinde daha motive edici bir cümle olamazdı o dakika. Böyle bir enstürmanı çalmak için sabırsızlanan milyonlarca erkek bulabilirsiniz hem de hiç nota bilmiyor olmalarını sorun etmeyecek kadar çok erkek. Tüm erkeklerin öcünü almak üzere gönderilmiş bir elçiyim. Yan odaya geçelim mi dediğimde Karoly burada yapacaksın dedi. Bir sandalye çekip karsımıza oturdu ve işimiz bitene kadar bizi izledi. Psikolojik açıdan açıklayamayacağım bir baskı ile karşı karşıya kalacağımı düşünmüş olmalı hatta bu baskının altında ezilip başarısız olmamı bile arzuluyordur ama ben hiç oralı değildim. Rus kırsalında yetişmiş bu kızın inlemeleri bana gözünü dikmiş Karoly'u saydam bir siluete dönüştürdü. Elana duşa girmek için gittiğinde tuvaleti kullanmak bahanesi ile arkasından gittim. Aletim hala inmemişti koridorda sıkıştırıp banyoya çektim, direnmesini bekliyordum ama hiç karşı koymadan daha ilk öpücügüme karşılık verdi. Bu kadar ateşli olması diğer kadınlara hakaret sayılmalı, tam bir baş belası diye düşündüm. Yakalanmamak için acele etmiyordum. İhtiyarın gözlerini dikip izleyebildiğine göre bu duruma da katlanabileceğini varsayıyorum.
Arabada sessizlik hakim. Bany her şeyi biliyor olmasına rağmen bana hiç bir şeyi söylememiş olmasına şaşırmıyorum. Işimiz bittiğinde Karoly salonda Elana ve bana paramızı verdi. Sehire dönerken onu da uygun bir yerde indirmemizi rica etti. Ikimizi performansı için ayrıca tebrik etti. Mimi'nin bizim için ayarladığı bu eşsiz sahneyi bir tragedya olarak sunmamızı sağladığı Karoly canlı bir porno izleyicisi... İki birbirini tanımayan insan için kurguladığı bu sex oyunundan keyif aldığı şüphesiz.
Bölüm 8 : https://obsesifdaktilo.wixsite.com/blog/home/bir-obsesifin-g%C3%BCnl%C3%BCg%C3%BC-8
Comentários