top of page
Ara
  • Yazarın fotoğrafıobsesifdaktilo

Bir Obsesifin Günlügü 22

Güncelleme tarihi: 14 Nis 2019



"Sol el parmaklarını yana doğru kırdım, sağ el parmaklarını ise geriye doğru kırdım"


Notta yazılı olan tek cümle buydu. Katil eve şarap mahzeninin toprak bacasından girmiş. Odanın ortasındaki kum, mahzenin tabanındaki kum bu durumu açıklıyor. Mahzenden çıkana kadar üstünü temizlemek aklına gelmemiş olmalı, odanın ortasına ulaştığında birden üstünün pis olduğunu fark etmiş gibi silkelenip üstünde kalan son kum ve tozu buraya bırakmış. İşi bittikten önce mi yoksa henüz başlamadan mı bilmiyorum ama şarap tadımı yapan bir turist gibi mahzenden bir şişe almayı ihmal etmemiş. Yarısı içilmiş ağzı açık bir Chateou La Voulte Gasparets mahzenin merdivenine bırakılmış. Açıkçası zevkli bir adam olduğunu kabul ediyorum, birini öldürdükten sonra seçilebilecek en uygun şarap, asiti düşük, içimi keyifli yanında yemek yemeyi gerektirmeyen aperitif olarak da tüketilenlerden.


Nottaki el yazısına bakılırsa, acelesi yokmuş, notu adamın ağzına sıkıştırmış, harfleri de yuvarlayarak kullanıyor. Bu, katilin özensiz ve düzensiz bir adam olduğuna işaret eder, böyle tipleri genelde kolay yakalarız çünkü kolay hata yapan, çözülmesi kolay vakalara imza atarlar. Kişisel olarak ilk izlenimim mutlaka eldiven kullanmış olduğu çünkü bacanın etrafında, şarap şişesinde ve notu yazmak için kullandığını düşündüğüm yerde duran kalemde parmak izi yok. Dar bacadan geçebildiğine göre çok iri biri sayılmaz, evde boğuşma izi yok, muhtemelen silahını gösterip maktulü etkisiz hale getirdi. Elinde bir silah olduğunu kanıtlayan iki diğer şey ise bir adet parçalanmış diz ile kafaya bağlı olmayan bir kulak memesi. Manyak herif adamın dizine ateş etmiş ve bunu çok yakından yapmış. Maktulün oturduğu yerin hemen yanında yerde kemik ve et parçalarını görmek mümkün. Eğer adam ölmemiş olsaydı, bu dizi toparlamak çok güç olurdu. Bacak kemiği iki yerden kesilir, kesilen yerlere platin protezler ve yeni bir platin diz kapağı takılır. Kemik ve insan vücuduna aykırı bu maddenin birbirine olan uyumu beklenir ve hiç bir zaman eskisi gibi yürüyüp, koşturamaz. Biz dizi ameliyat, kutular dolusu ağrı kesici ve antibiyotik sonrasında şanslı olduğu tartışılan bu adama yeni mezun, genç bir fizyoterapist verilir. Gelelim ikinci kurşuna, kulağa hedef alınmış olan bu atış tam hizalanmamış olmalı ki ardında sadece küpe takılı olan bir kulak memesi ile enseye kadar derin bir sıyrık oluşturmuş. Geriye kalan parça duymak konusunda pek yardımcı olamazdı muhtemelen kulak zarı da patlamış olmalı. Tam kulağının arkasında kafatasının kemiği gözüküyor. Çimleri biçmeyi beceremeyen yaşlı bir amcanın siyatik ağrılarına dayanamayıp, işini savsaklamaya başladığı ve bahçenin bir bölümünün çimlerini uzun bırakması gibi bir görüntü var adamın kafasında. Buradan akan kan sol omzunu ve sırtını kaplamış durumda yani bu yara adamın dizinin parçalanmış olmasından önce olmuş olmalı çünkü çok daha uzun zaman kanamış gibi gözüküyor. Son kararı adli tip verir ancak parmakları kırıldığı için acıdan bayılmış ve bu arada kan kaybından ölmüş gibi gözüküyor. Bu bünyeye sahip ve sağlıklı görünen bir adamı öldürebilecek yaralar gibi gözükmüyorlar. Katil öldürmek istememiş de olabilir bilemiyorum ama öldüğünden emin olan kadar beklemiştir diye düşünüyorum.


Evden bir şey çalınmışa benzemiyor bu açıdan bakıldığında bir hırsızlık olayını andıran bir bulgu yok çünkü her şey yerli yerinde ve derli toplu. Bu eve ilk defa gelen birisi bile bunu anlayabilir. her yer steril olduğu için de bibloların ya da çerçevelerin yeri değişmiş mi degiştirilmemiş mi anlaşılmıyor. Sakin bir hayat sürdüğünü düşündüğüm bu adamı kim öldürmüş olabilir bilmiyorum ama insanlara yararlı, toplumda kabul görmüş saygın bir mesleği olmasına rağmen birilerinin düşmanlığını kazandığı kesin. Zevk için işlenmiş bir cinayete benzemiyor, o tarz olay yerlerinde bulundum, genelde katil, karşısındakine acı çektirmek için akla gelmedik yöntemler dener. Etrafa saçılmış insan etleri, kemikleri ve kanı ile boyanmış duvarlar olur burada ise tam aksine bir durum söz konusu. Sonunda geriye tanınmaz halde bir ceset kalır, psikopat bok parçaları işleri zorlaştırmada bir numaradır. Maktulün oturduğu sandalye mutfakta duran yemek masasının etrafındaki sandalye takımı ile aynı, o yüzden de salonun ortasında buraya ait olmayan bir dekor gibi duran bu adam ve sandalye uyum içinde. Adamın üstünde mevsimlik rahat kıyafetler var, hardal sarısı bol cepli kargo tip pantolon ve yeşil kadife bir gömlek. Ev kıyafetleri olmadığı ilk bakışta anlaşılıyor olduğu için dışarıdan gelmiş olmalı. Bu durumda katil içeri girmiş, şarabını içmiş ve bu adamın eve gelişini beklemiş olabilir. Böylece adam mahzende olan bitenden haberi olmadan kilidi çevirir ve güvenli olduğundan emin olduğu evine girer, "sürpriz" elinde silahı ile katili onu beklemektedir. Önceden hazırladığı sandalyeye oturmasını söyler ya da belki burada oturup şarabın tadını çıkartmıştır. Sandalyeyi üstünde ölü olarak bulunan adama da taşıtmıs olabilir. Bu önemsiz detaylar davanın çözümüne yardımcı olmayacağı gibi ölü olan herifi de geri döndürmez. Geldiğimde kapı açıktı, Katil bacadan geri çıkmaya gerek duymamış zaten bunu denemesi de saçma olurdu, bahçede her yere beton döküldüğü için ayak izi yok. Bir hayaletle karşı karşıya olabiliriz, olayın medyaya yansıması durumunda halkın sempatisini kazanabilecek bir olay. Bu tarz durumlarda genelde insanlar katilin tarafını seçer, içlerinde bastırılmış olan vahşeti bir orkestra şefi gibi yöneten katile gizliden gizliye bir hayranlık beslerler. "Ben olsaydım" diye başlayan cümleler kuran, katile taktik veriyormuş gibi kendi pis dünyalarındaki işkenceleri gözünde canlandıran, tv karşısında haberleri izlerken birden heyecanlanan insanları görür gibiyim. Sizlerle iç içe yaşayan, bankacı ya da sigortacı taklidi yapan gizli psikopatlar. Öyle tahmin ediyorum katilin polis merkezinde kaydı bile yoktur. Yaptığı işi takdir ettiğim için söylemiyorum ama burnumuza kadar boktayız çünkü elimizde neredeyse hiç bir şey yok. Düzeltiyorum, neredeyse değil, çözüme ulaşabileceğimiz hiç bir şey yok. Elimizde bolca kan ve çözülmeyi bekleyen bir dosya var. Sonuçlanmamış, faili meçhullerin yer aldığı cinayet dosyalarına bir yenisini ekleyebiliriz gibi gözüküyor. Bir kaç gün evin çevresini izlemekte fayda var belki gelen gidenler arasında şüphe uyandıracak bir tipe rastlayabiliriz.


Çavuş Tadeus'un göndermiş olduğu ses kaydı burada bitiyordu. Polis memuru dosyaya 474 numarasını verip isim kısmına büyük harflerle Dr. ARTHUR NAGY yazdı.



14 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Son kez Abstre

Benim de merhametine inanmayı seçtiğim çok karanlık birikti içimde. Sağa sola savrulmak yerine, bir düzene uyum sağlayıp yalnız kalmak gibi. O yüzden sen şimdi tüm bu olan biteni unut. Ben de ayak alt

bottom of page