top of page
Ara
  • Yazarın fotoÄŸrafıobsesifdaktilo

Bir Obsesifin Günlügü 2

Güncelleme tarihi: 11 Mar 2019


Lanet kadın yüzünden başım polisle belaya girdi. Bileklerini kestikten sonra polisi aramış. Kapıyı açık bırakmasını da açıklıyor bu durum. Her şeyden habersiz ben, karnım acıktığı için kadını banyoda bırakıp mutfağa gittim. Evde bir insanın ağzına güvenle sokup midesine gönderebileceği besin kalıntısı bile yok. Neyse ki 3 aydır gelmediğim halde içlerinde birer yudum kalmış on kadar viski şişesi ve yarısı içilmiş Camel marka sigara var. Geldiğimde açık olan kapıyı kapattım. Ev çocuk yapıp aile kurmak için çok küçüktü. Bazı akşamlar birden fazla sevgilisi ben sarhoşken girip çıkarlardı. İçeride üçten fazla kişi olunca kerhanede kuyruk bekleyenleri andırdıklarını hayal meyal hatırlıyorum. Koridordan geçip yatak odasına gittim, bir sigara yaktım içinde en çok olan viski şişesi bir label. Aç karnıma yuvarlamaktan nefret ettiğim şeylerin başında alkol geliyor. Bu yüzden de midem delindi hem de iki kere. İkisinde de hastahane masraflarını ödeyemediğim için kolumda kablolar ve karnımda bir delik ile kaçmak zorunda kaldım. Akşamı burada geçiririm, yarın da kadının icabına bakarım. Eski eşyaların bir kısımını satar elektrikli testere alırım. Sonra kutsal klozete gider yüzüme yaptıklarının hesabını sormak için kadını paketlerim. Şehir kanalizasyonuna daha önce böyle büyük bir pislik bırakmamıştım diye düşündüm.

İki yudumda bitti viski başka bir çeyrek şişe aldım mutfaktan. Tekrar yatağa uzandığımda içinde bulunduğum durumun edebiyatını sinemaya uyarlamak için can atacak binlerce yönetmen ismi geldi aklıma. Pesimist pislikler film setinde alkol almaktan asistanlarını düzmekten ve üstü açık arabalara binmekten keyif alırlar. Kimse benim suratıma işediğim bir metaforla ilgilenmez. Keyfim biraz yerine geldi, üç aydır da abaza olduğumu düşünürsek kendime dokunmamda da bir sakınca yok. Üstüne bir sigara daha yakar sonra uyurum diye düşündüm. Daha fermuarımı açarken ondan bahsedildiğini anlayan bir asker gibi gururla dikiliyordu. Ayak parmaklarım karıncalanmaya başladığında şimşek çaktı, ses ve ışık aynı anda geldi. Yağmurlu gecelerde çok defa sokakta kaldım ama ilk defa böyle bir şeye şahit oldum diye düşünüyordum ki bir düzine ayak sesi koridorda belirdi. Tanımadığım bir sürü erkek sesi. Polis! diye bağırdı içlerinden birisi ve çalkalanmış bir şampanyanın formula1 yarışının sonunda birincilik kürsüsündeki şoförün elinde patlayıp seyircilerin üstüne fışkırtmasını andıran bir görüntüm vardı artık. Böyle bir karşılama beklemedikleri yüzlerinden belliydi. Şampanya sevmedikleri için değil sanırım.


Kör bir sokak satıcısının, pireli köpeği bile kadını benim öldürmediğimi bileğindeki dişleri olmayan yılan ağzına benzeyen kesiklere bakıp, kadının intihar ettiğini anlayabilir. Hatta telefonda bu adam beni öldürecek gibi bir ifade kullanmadığını da düşünürsek suçsuz olduğum konusunda şüpheye düşmeye gerek yok sanırım. Yine de otopsi bitene kadar tam 3 gün nezarethanede tutulmuş olmama şaşırmıyorum. Böyle durumlar aksini iddia etmek için saçmaladığınız şeylere dönüşürler. Genelde alkol aldığınızda annenize durumu çaktırmamak için verdiğiniz uğraş sizin salak gibi hissetmenize ve onunda alkol aldığınızı ikinci saniyede anlamasına neden olur. Normal bir insan rolü yapmak bu gibi durumlarda ne kadar zorlaşıyorsa, suçsuz olduğunuzda da suçsuz gibi davranmak şüphe uyandırıcı. Yıllarca bu oyunu sürdürebilirmiş gibi hissediyorsunuz. Sizden daha akıllı bir adam var karşınızda. Genelde okumuş adamlar, avukatlar, hakimler, savcılar. İtiraf etmeliyim ki eğer biraz tecrübesiz iseniz işini bilen bir mübaşir bile sizi idamla yargılayabilir. Biri sokak ortasında ağzınızı yamultsa yıllarca mahkemeye gitmeniz gerekir ama bu gibi durumlarda adalet blast enerjisi kadar hızlı hareket eder.


Şuana kadar olan en pozitif şey bir elektrikli testere ile banyoda et parçalamak zorunda kalmadığım ve polis istasyonunda verdikleri tek öğün yemek. Aslında uzun zamandır düzenli beslenmediğim için zaten tek öğün yeterli. Doymak için hapse girmeye değmez en iyisi aç ama özgür olmak, ayrıca gerçekten acıktığında tren istasyonları yemekler ile doludur. Yemekli bilet alan yolcuların yemediği öğünler ilk terminalde paketler halinde istasyon çöplüğüne atılır. Bazı trenler kompartımanlarında da yemek yenilebilir düşüncesi ile yemekleri paketleme zahmetine girer. Yemek için hiç para harcamadan yakın bir istasyonun çöplüğünde günlerce karnınızı doyurabilecek erzak bulabilirsiniz. Tek sorun bunu bilen tek serserinin ben olmadığımdır. Çöp boşaltma arabası geldiğinde mutlaka kavga çıkartacak bir sürü sarhoş, ağzı bozuk, pis ve kötü kokmuş rezil sokak süprüntüsü adamda orada hazır bekliyor olur. Ya da yakın bir yerde mevzilenmişlerdir, bir anda hamam böcekleri gibi deliklerinden çıkıp gelirler. O zaman şehrin bütün kasveti ayaklanmış ve ensenizde nefes alıp vermeye başlamıştır. Bir seçim yapmak zorunda kalırsınız. Kalıp dövüşmek ya da aç kalmak. Seçimlerin köşeleri böyle keskin olunca sanki siz seçiyormuşsunuz gibi değil de o sizi seçiyormuş gibi bir his doğar içinize. Karar mercii o dakikadan sonra beyniniz değildir. Asıl manası vazgeç demektir. Ama benim yorumlama yeteneğim ilk okul öğretmenim tarafından elimden alındı çünkü yanlış yaptığım için yazı tahtasını kafamı sürterek saçımla temizledi. Ben o gün o sınıfta olmadığım bir şeye dönüştüm.


Bölüm 3 : https://obsesifdaktilo.wixsite.com/blog/home/bir-obsesifin-g%C3%BCnl%C3%BCg%C3%BC-3

62 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Son kez Abstre

Benim de merhametine inanmayı seçtiğim çok karanlık birikti içimde. Sağa sola savrulmak yerine, bir düzene uyum sağlayıp yalnız kalmak gibi. O yüzden sen şimdi tüm bu olan biteni unut. Ben de ayak alt

bottom of page