top of page
Ara
  • Yazarın fotoğrafıobsesifdaktilo

Bir Obsesifin Günlügü 15

Güncelleme tarihi: 30 Mar 2019



Öyle bir dönüm noktasında kader devreye girer ki, sizin seçtim sandığınız hiç bir şeye müdahale edemediğinizin ayaklı bir kanıtı gibi durur karşınızda. Herkesin geriye dönüp değiştirmek istediği elle tutulur gözle görülür bir hatıralar silsilesi vardır. Bazılarınızın bunları kabullenemeyip öfkelendiği bile olur. Kontrol edemediğiniz öfkeniz kaderinizin önüne geçtiğinde hayatınızda kırılmalar başlar, mutsuzluk, depresyon, arayış ve en önemlisi kaçış, hep böyle zamanlarda ortaya çıkar, Kaçtığınız kadar, vazgeçtiğiniz kadar, sorguladığınız kadar, kader içinize işler ve farkında olduğunuzda yollar çoktan kapanmış, köprüler yakılmış ve çıkışlar tutulmuştur. İnsan olmanın çok uzağında bir yerde itiraflarla sırnaşırsınız, sorumlusu ben değilim demek hiç bir şeyi meşru kılmadığı gibi hiç bir özgürlüğü de ilan etmez. Yalnızlık işte tam böyle bir zamanda devreye girer, elinizi attığınız yerden yalnızlık çıkar. Kaçtığınız bunca şeyden sonra sorumluluklar artık ilk fırsatta hesap sormak için karşınıza dikilir. Aynı dili konuşuyor olduğunuza şükredersiniz ama aynı yalnızlığı paylaşamadığınıza üzülürsünüz.


En uzun geceyi en karanlık geceye ekleyin ve rengini yitirmiş bütün nesnelere dahil edin, benim ruhumun alçaldığı kadar alçalabilir mi herhangi bir bedende? Teslimiyet bunu gerektirir, teslimiyet hiç bir otoritenin hüküm süremediği bir coğrafyada müzik olmadan enstrüman olmadan, nota bilmeyi gerektirir. Şartsız koşulsuz, ürün elde etmeden ekin kaldırmadan, tarla sürmeyi gerektirir. Kırmızılar, entariler giymeden, güzel olmanın adıdır teslimiyet. Masum olan hiç bir şeyi bırakmaz geride ve peşinden sürükler, yazılan ama yaşanılamayan bütün hikayeleri. Trenler kalkar yalnızların istasyonundan, biletsiz meçhul sevgililer ağlamamak üzere ettiği yeminleri sevişerek bozarlar başka bedenlerde. Teslimiyetin bir gereğinin aksine bu olanlar ruhların inisiyatif aldığı nadir anlardan biri olarak tarihe yansır. Böyle günler ilk hatasını yapar Ferfi gibi mutsuz kızlar çünkü fütursuzca seviştikleri adamları tanımadıklarını iddia ederler. Hayata ceza kesmek için bir adamın bedenini yok etmek üzere arzuları aç yılanlar gibi üstüne salmaktır bu. Hiç bir ten, hiç bir yönde, ulaşabilmek için menzile, hiç bir ahirette buluşmazlar. Çünkü kaçmak doğası gereği teslimiyeti evcil bir hayvan gibi tasmasından tutar ama dize getiremez. Celline gibi asiliğin hizmet ettiği ellerin, rüyalarıma konu olduğu müddetçe teferruatın azimle savaştığı belleğim, unutulmana müsaade etmemek üzere erozyona bile kafa tutar. Yaşamların kıyısına inşaa ettiğimiz rıhtımlar artık gemilerin demir attıkları yer değil, çürümek üzere bırakıldığı bir mezarlıktır. Ben mezardan bir kere çıktığımı iddia ettiğimde, yüzünüzde belirecek ifadeyi biliyorum çünkü cehennemden geldiğimi söylediğimde de etrafımda olan insanlar beni böyle karşıladılar.


İçtiğimiz sigaranın kalitesi tartışılmaz düzeyde, bu gördüğüm rüyaları başka hiç bir şey açıklayamaz. Mimiklerim uyuşukluğunu yitirdiğinde ve zihnim satranç tahtasının üstünde olması gereken yerlere dizilmiş taşlar gibi yerine geldiğinde, hangisine daha çok şaşırmalıyım bilmiyorum diye düşündüm. Mimi'nin bir kızı olduğuna mı yoksa bu kızın neredeyse kutsal kitaplarda bahsedilen ilahi güzellikteki melekleri andırdığına mı? Mimi için annesi mi demeliyim babası mı diye bir saniyeliğine düşünce aleminin boşluğuna düştükten sonra annesi olmasına ihtimal vermedim çünkü gördüğüm devasa penis henüz çocuk doğurmaya evrilmemişti. Annesi tarafından, başlarda istenilmemiş, babasının bir homo olduğu gerekçesiyle, ancak Mimi tanıdığı nüfuslu tipleri devreye sokarak kadını doğurmaya ikna etmiş ya da zorunda bırakmış daha doğru bir ifade. Çocuğun bakımını üstleneceğini ve karşılığında yüklü bir para ödeyeceğini de söylediğinde kim olduğunu bilmediğim kadının ikna olmakta zorluk çıkartmadığını var sayıyorum. Mimi gibi birinin böyle büyük bir sırrı olduğunu tahmin edemezdim. Etrafında kaç kisinin bildiğini de aslında çok merak ediyorum çünkü Angela ya da Iloida biliyorsa, öldükleri için artık bilenlerin sayısının azaldığına işaret ediyor bu. Bany'nin biliyor olduğundan eminim o ufak boylu kaltaktan bir şey saklamak pek mümkün gözükmüyor. Gerçek ismi olmadığı çok belli oluyor çünkü burada yani Macarcada "ferfi" erkek demek. Bu kızın kendine neden "erkek" demeyi tercih ettiğini baba kompleksi yaşadığından olduğunu düşünüyorum. Birinin erkeklik görevini yerine getirmesi gerektiğini düşünmüş olmalı ve olmayan annesinin boşluğunu doldurmak yerine kadın kıyafetleri giyip fahişelik yapan babasının yerine geçmek istemiş. Psikolojisini ayakta tutmanın başka bir yolu olmadığının farkındayım, istenmemek, sevilmemek ve ait olmadığını hissettiği bir ailenin üyesi olmak yerine burada marihuana ile yolculuk yapmayı seçiyor.


Celline ise başka bir muamma! Küçük yaşta annesini bir trafik kazasında kaybetmiş. Kaza esnasında araçta yer alan babası ve Celline kurtulmuşlar. Bu durumu kabullenemeyen babası akli dengesini kaybetmiş. Kendini bulmak için çıktığı yolculukta yolları Ferfi ile kesişen Celline, hayata tutunmak için başka bir ağaçtan kopmuş dala salıncak kurmuş sallanıyor. Celline, Ferfi'ye göre daha sevecen ve arkadaş canlısı gözüküyor. Sol el bileğinde bir dövme var sanırım bir isim ve tarih yazıyor. Konuşmaları, hareketleri, havaya değmeden boşlukta yerini buluyormuş gibi nazik ve zarif. Ferfi ise onun aksine daha katı bir yapıya sahip gibi gözüküyor. Bakışlarında ne boktan bir adamsın ve nasıl bir boka karıştırığını biliyorum der gibi bir ifade var. Sanki siz ona herhangi bir konuda fikrinizi söylemeden o size aklınızın bütün coğrafi koşullarını tarif edecekmiş gibi entel bir duruşu var. Yaşı sizi yanıltmasın çünkü ikisi de dehşete düşmenizi sağlayacak kadar güzel oldukları kadar iyi de donanımlı gözüküyorlar. Hayatın onları bu şekilde biçimlendirmiş olması iyi mi kötü mü bilmiyorum ama kendimi tehlikede hissetmek için yeterli sebebim var bu kızların karşısında. Bu kadar karmaşaya iyi göğüs germişler ve sağlamlığı tartışılmayacak kadar sert bir kabuk tutmuşlar. Girdikleri her savaştan yara aldıkları kesin ama galip geldikleri de aşikar. Şimdiden saygımı kazandılar emirlerinde sürgün olmak pahasına mücadele edebilirim.


Sigaralar sönmüş ve hayatlar kirli kıyafetler gibi üst üste yığılmıştı. Akşamdan beri uyumadığım, alkol ve marihuananın etkisi ile daha fazla dayanabilecek gücüm kalmadığı için oturduğum yere uzandım. Burada uyuyor olmamın size bir mahsuru var mı kızlar? Tabi ya! Bu ikisini birbirine bağlayan şey kaderin de ötesinde duygusal bir bağ ve Ferfi'nin "erkek" denmesini istemesinin sebebi bir babaya olan özleminden değil. Celline'ye erkekliğini hissettirmek için çünkü kızlar benim orada olduğumu çoktan unutmuş, daha önce hiç karşılaşmamış kıyıların dalgaları ve rüzgar gibi birbirlerinin bedenlerinde hakimiyet kurmaya çalışıyorlardı. Ağızları ve dudakları birbirine her değdiğinde dilleri şimşek çakıyor, tüm elektriğini bir diğerine aktarmaya yemin etmiş bulutlar gibi havada buluşuyordu. Elleri yabanda bir av hayvanını yakalamak için avcı tarafından kurulmuş tuzak gibi birbirlerinin bellerine dolanıp kenetleniyordu. Daha önce gördüğüm hiç bir şeye benzemeyen bu iki güzellik beni uykudan alıkoyamayacak ama gördüğüm şeyin rüya mı gerçek mi olduğunu ayırt etmemi sağlayacak arzu ile çıkardıkları sesleri şimdiden hafızamda yer etti. İnlemeleri geçirmiş olduğum son geceden daha ağırdı ve arzuları leopar desenli bir sabahlık giymiş mafyavari milyonerin suratını dağıtmak kadar güç veriyordu...


28 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Son kez Abstre

Benim de merhametine inanmayı seçtiğim çok karanlık birikti içimde. Sağa sola savrulmak yerine, bir düzene uyum sağlayıp yalnız kalmak gibi. O yüzden sen şimdi tüm bu olan biteni unut. Ben de ayak alt

bottom of page