top of page
Ara
  • Yazarın fotoğrafıobsesifdaktilo

Bir Obsesifin Günlügü 13



Albin'in kafasını çarptığı yerden mi yoksa kırılan dişi ile burnundan mi olduğunu tam anlamadığım bir kan kümesi yerde oluştu. Avcılar tarafından vurulmuş bir av hayvanı gibi kanlar içinde yatıyor, ona bu havayı veren sadece kan değil leopar desenli sabahlığı. Tıslayan gırtlağı ve burnunda kanının oluşturduğu küçük baloncuklar hala nefes aldığını gösteriyor olmalı.

Pantolonumu toplamayı bile unuttuğum için penguen gibi yürüyerek banyonun kapısına geldim. Nezaket kurallarını düşünüp kapı çalacak durumda değiliz bence ve Mimi'yi daha önce de çıplak gördüğümü düşünürsek çok fazla umurunda olacağını sanmıyorum. Kapıyı açınca gördüğüm şey karşısında çok şaşırdım Mimi duş falan almıyordu suyu açmış ama klozetin üstünde oturuyordu. Tüm bu olanlar bu ikisinin bana kurduğu bir tezgahtı çünkü duşa girme bahanesi ile bizi yalnız bırakmaya çalıştı. Bahane değil ama olanlardan Mimi de sorumlu bu durumda. Bunları düşünerek zaman kaybediyorum çünkü içeride pis işler yaptığını düşündüğüm bir milyoner son nefesini veriyor olabilir. Ben daha bir şey söylemeden Mimi pantolonumdaki kanı fark etti. Beyninden geçenleri okuyabilsem ya görünmez olmak istiyordur ya da kanalizasyona karışıp şehirden uzaklaşmak istiyordur. Neyse ne öyle ya da böyle bokun içindeyiz.


Neler olduğunu bile sormadı sanırım tek odaklandığı şey buradan tek parça halinde çıkmak olmalı. Albin'i kontrol etti ve yaşıyor dedi. Ambulans çağıralım dedim, iyi bir fikir değil biliyorum çünkü kapıdaki adamlar bizim elimizi kolumuzu sallaya sallaya gitmemize göz yummazlar. İlk iş Albin'i banyoya taşıdık ve yerlerdeki kan izlerini temizledik. Mimi titiz bir ev kadını gibi temizliğin tüm inceliklerini sergiliyordu. Bizi dışarıdan gören birisi salonun temizliği için geldiğimizi bile düşünebilirdi ama burada olma amacımız zengin bir herifi becermekti. Suan seks yapıyor olabilirdik ama onun yerine benim sıçtığım yerleri temizlemekle meşgulüz ve daha da önemlisi bu temizlik bizi hayatta tutmaya yetmez. Bir çıkış planı yapmalıyız, buranın bir çıkışı olmalı. Etrafı araştırmak için salonun içinde gezinmeye başladığım esnada kapı çalındı. Hala iç çamaşırlı olan Mimi soğuk kanlı bir eda ile ben açarım der gibi bir el hareketi yaptı. Adamların benden çok hoşlanmadığını var sayarsak bence de onun açmasında fayda var. Banyoya giderken bardan arkasında serçe parmağım kadar bir bıçak bulunan bira açacağını da aldım. Safariye çıktığınızda ormanın ortasında size saldıran bir hayvanı bununla korkutamazsınız ama savunmak için faydalı olabilir. İyi bir savunma zaman kazanmak için en iyi yöntemdir, saldırı iyi bir savunmanın en sadık ürünüdür. Bazen temiz planlanmış bir saldırı bile aslında savunmanın en temel özelliğidir. Saçmalamaya başladığıma göre soğuk kanlılığımı yitirdim demektir ve sonucu katlanılmaz olabilecek hatalara yol açan bir davranış daha sergilemek için şuan çok geç.


Mimi banyo kapısını açtığında açacağın çakısını neredeyse boynuna saplıyordum. Bu kadar çabuk gelmesini beklemiyordum, adamlara ne söylediyse hiç ısrar etmemiş olmalılar ya da iç çamaşırlı olduğu için içeride her şeyin yolunda olduğunu da düşünmüş olabilirler. Zaten gerilmiş olan sinirleri beni açacakla görünce birden boşanmış olmalı ki kendine daha fazla hakim olamayıp Mimi kahkahalarla gülmeye başladı. Karşınızda yarı giyinik bir homo böyle gülmeye başladığında çok fazla dayanabileceğinizi sanmıyorum. İkimizde çok gergindik bu gülme krizinin başka bir açıklaması olamaz. Mimi sana bir soru sormam lazım, bu adam ölüyken mi boka battık demektir yoksa onu yaşatırsak mı? Mimi soru sorduğumu ya duymadı ya da anlamadı çünkü hala gülmeye devam ediyordu. Mimi beni dinle! Kollarından tutup sarstım onu. Bu adam yaşarsa yaşadığına şükredip bizi biraz hırpalar mı yoksa yaşadıklarının hesabını sormak için bizden misli ile çıkarır mı? Bu soru durumu daha iyi açıklamış olmalı ki artık gülmüyor banyoda fayansların üstünde yatan yaralı leopara bakıyordu. Ona sunduğum seçeneklerin her ikisini de hesaplıyor olmalı Mimi, çözümlemeye çalıştığı problemin büyüklüğünü ifade eden bütün kaslar oynuyordu yüzünde. Onu hesap yapmakla baş başa bırakıp banyodan çıktım, bu adamları en iyi tanıyan o ve olasılıklara da en hakim o şuanda.


Albin yanımıza gelmeden önce üstünü değiştirildiğine göre buralarda bir yerde bir başka oda ya da soyunma kabini gibi bir yer daha olmalı. Biz barda otururken banyonun olduğu bu taraftan gelmişti ve geldiği yöne baktığımda evet, işte orada arkasında bir oda olması muhtemel bir kapı duruyordu. İçimden bir tek şey geçiyordu "açıl susam açıl". Kapının üstündeki metal topuzu tutup çevirdim ve kırk haramilerin mağarası karşımdaydı. Tavan ayna kaplıydı, odanın ortasında geniş ve yuvarlak bir yatak bulunuyordu. Yatak örtüsü, yatak başlığı ve halılar leopar desenliydi. Salonda olduğu gibi burası da yerden tavana kadar camdı ve ne dışarı açılan bir pencere ne de balkon ya da teras mevcut değildi. Demek ağzını kırmamış olsaydım Albin'le burada seks yapıyor olabilirdim. Sade ve amacına uygun bir oda çok fazla detay barındırmıyor. Burada yaşamadığı çok belli çünkü bulunduğumuz bu dairenin bir tek amaca hizmet etmek için dizayn edildiği her halinden belli oluyor. Buraya tıkılıp kaldık, Albin'in adamları hali hazırda bir kere kontrole geldiler ve çok geçmeden bir daha geleceklerdir. Bu sefer geldiklerinde Albin'i görmek ya da sesini duymak isteyeceklerine eminim çünkü karşılarında iç çamaşırlı bir homo görmek onları ikinci defa tatmin etmeyecektir.


"TAK TAK TAK"

Kapı! Korktuğum şeylerin başıma gelme hızına hayranım. Mimi... Mimi... Dizlerinin bağı çözülmüş olmalı Mimi olduğu yere yığıldı ve rengi beyaza doğru hızla ilerliyordu. İçimden bir ses hata yapacak dedi, eğer kapıyı Mimi acarsa bu halini gören adamlar mutlaka bir şeyden şüphelenir. Onu tekrar ileri sürmek şuan için akıllıca gözükmüyor sanırım kapıyı ben açacağım. Açılacak olan kapının arkasında iki insandan daha fazlası var. Kaderimin otuzuncu senesinin sonlarına doğru geri kalan hayatıma direkt etki edecek olan bir yerde durduğumun farkındayım. Alacağım kararı uygulama şeklim ve sergileyeceğim tavır uzun zaman boyunca belleğimde saklayacağım bir kara kutu olarak yer edecek. Son otuz yılı düşündüğümde ise bende o kara kutulardan sayı olarak bir hayli çok var. Bir yenisini eklemek ya da tümünü yok etmek üzere kapıyı araladım. Karşımda duran şey burada olmasını tahmin edebileceğim en son kişi. Rus kırsalının güzel bacakları üstünde bir temsili olan güzeller güzeli Elena karşımdaydı. Sadece benim duyabileceğim şekilde kısık bir sesle " sizi almaya geldim" dedi.

39 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Son kez Abstre

Benim de merhametine inanmayı seçtiğim çok karanlık birikti içimde. Sağa sola savrulmak yerine, bir düzene uyum sağlayıp yalnız kalmak gibi. O yüzden sen şimdi tüm bu olan biteni unut. Ben de ayak alt

bottom of page