Rulet tarihinde bir ilk yaşanıyor tam yedi tur oldu kırmızı geliyor. Albin parasını almayı unuttu ve kimse onu uyarmıyor. Alkol ve sigara dumanı herkesi esir aldı. Casino tuvaletinde kullanılan uyuşturucu maddeleri saymıyorum bile. Mimi, Albin'in ona oynaması için hediye ettiği chipleri üçe katlamış durumda. Yedinci elin sonunda kırmızıda biriken chipleri çektim. Üstünde 100 yazan bir desteyi sıfıra koydum. Kimse oyunu umursamıyor, gecenin başında çok para kaybetmiş olan Sırp'ı konuşuyorlar. Herif çıldırmış gibi pantolonunu indirdi ve masaya zıpladı. Tek harekette siyahın olduğu yere oturdu. Resmen kazanmak pahasına yaptığı bu girişim ile neyi hayal ettiğini kimse anlamadı. Götünün Merkez Bankasında bir karşılığı olduğunu düşünüyor olmalı. Sabah saat altı oldu ama hala adamın taklidini yapıp masaya oturmaya, bağırıp çağırıp, gülüşmeye devam ediyorlar. Kazandığını var sayıp rulet toplarından birini götüne sokmayı teklif edenler de oldu. Sonunda Albin'in güvenlikleri adama müdahale edip dışarı attılar. Mermer top küçük pirinç tabağın içinde bilmem kaçıncı turunu tamamladıktan sonra iyice yavaşladı ve önce siyah yirmi altıya girdi sonra topal bir kanguru gibi yan yatıp son anda yeşil hazneye sıfır yazan yere düştü. Biraz önce koyduğum 100 yazılı desteden tam otuz altı adet ödedi kasa ve kırmızı üzerinde tam yedi kere katlananlarla dahil küçük bir dağ ve servet önümde duruyordu. Durumu Albin'e izah etmem gerek diye düşünüp tüm chipleri önüne ittim, gecenin başından beri çalışanlara barmenlere dağıttıklarını da hesaba katarsak bu kadar parayı kazanmamıştı. Albin'in para falan umurunda değildi. Viskisine buz koyan Mimi'yi süzüyordu. Nem koruyucu kutusundan bir adet Romeo ve Juliet Winston Churchill Short puro aldım, masanın üstünde duran özel bir parça olduğu belli olan altın kaplama çakmağı ile yaktım. Çakmağın üstünde fil dişinden A harfi işlenmişti. Yaptıklarıma nasıl cüret ettiğimi anlamlandıramadığı için sanırım boş bakan gözlerle beni izliyor. Chipleri gösterip hepsi sizin dedim. Dağ gibi yığına bakıp ne yapayım der gibi bir el hareketi yaptı, bakışlarındaki boşluk hala dolmamıştı.
Bu adamın kumarla ve parayla derdinin olmadığı açık seçik bir şekilde ortada. Tanıdığım bütün kumarbazlar dışarı atılan Sırp gibi hırslı adamlardı. Daha çok kazanacaklarını umdukları, iyi günümdeyim parolasının verdiği güç ile saçma kararlar alan tiplerdir. Sonunda hepsi kaybetmiştir, bir şekilde ailelerini, en iyi dostlarını hırslarının uğruna kurban ederler.
Albin chipleri bana iade eder gibi geri itti. Mimi salona girerken tanıştırmamış olsa şuan arkasında dikilen gorillere kafamı tekmeletiyor olurdu. Mimi ile aramızda romantik bir bağ olduğunu da düşünüyor olabilir bu durumda da kıskançlık gösterip yine kafamı tekmeletir. Hayatım boyunca bir arada canlı canlı görmediğim, çalışarak elde edemeyeceğim kadar çok para önümde duruyordu. O sırada olanları Mimi görmüş olmalı ki normalde hareket ettiğinden daha hızlı bir şekilde masaya geri döndü. Göz göze geldiğimizde yüzündeki endişe maskeli baloda takılmış bir maske kadar somuttu. Önümdeki yığından bir deste 100'lük alıp Albin'in önüne geri koydum. Bu puro için dedim. Başka bir deste daha koyup bu da çakmağın gazı için dedim. Etraftaki herkes gözünü dikmiş beni izliyordu. Ben kendimi yeni yuvarlanmış bir rulet topu gibi hissediyordum. O kadar hızlı dönüyordum ki pirinç çanağın içinde hiç bir şeye çarpmadan sadece dönüyordum.
O an boynumda bir ip ile Albinin ayağını yasladığı bir taburenin üstünde tavandan asılı duruyordum. Son sözünü söyle dedi Albin ama bir şeyler söylememi bekleyecek gibi durmuyor. Bu da bir zengin klasiği hiç bir şey için yeteri kadar vakitleri yoktur. Her zaman her yerde aceleleri var zenginlerin. Acele alınmış kararlar, hızlı atılan koşar adımlar, zamanla yarışma gereksinimi. Bütün zengin sporları da zamana karşıdır araba yarışları, at yarışları... Tüm bu işlerin çoğunu yapsın diye ihtiyaç duyulan asistanlar, asistanların yapması gerekenleri organize etmesi gereken müdürler ve müdürlerin kontrol etmesi gereken şeyleri koordine etmesi gereken genel koordinatörler. Hepsi zenginliğin gereği olarak ortaya çıkmış unvanlar ve içi boş insanlar. Böylece sorumluluklarından kaçabilirler, istedikleri gibi sonuçlanmayan her şey için başka birini suçlayabilirler ya da "seni affettim" diyerek vicdanlarını rahatlatabilirler. Boynumdaki ip gerilip nefes alamayacağım bir hal aldı. Boyun sinirlerim ezilmeye ve beyincik soğanıma kan dolmaya başladı tabureyi iter itmez boynumun kırılması bir saniye alacak. Kırılma sesi ile uyandım.
O esnada Albin beni gösterip Mimi'nin kulağına bir şeyler söyledi. Oturduğu yerden kalkıp bu kadar yeter dedi Albin. Chipleri bozdurmak için toplayıp kasaya doğru gitmek üzere masaya yöneldiğim esnada Mimi yanıma gelip koluma girdi bizimle geliyorsun dedi. Birbirinin vücuduna henüz acemi olan yeni aşıkların yürürken ritmi tutturamadıkları gibi sağa sola yalpalayarak Albin'i takip etmeye basladık. Nereye gittiğimiz hakkında hiç bir fikrim yok ama herkesin önünde casinoda beni öldürmek iyi bir fikir gibi gözükmemiş olmalı...
Bölüm 12: https://obsesifdaktilo.wixsite.com/blog/home/bir-obsesifin-g%C3%BCnl%C3%BCg%C3%BC-12