top of page
Ara
  • Yazarın fotoÄŸrafıobsesifdaktilo

Bir Obsesifin Günlügü 1

Güncelleme tarihi: 8 Mar 2019

Bıktım aynı bok sineğinin sürekli intihar komandosunu andıran kamikaze dalışlarıyla uyanmaktan. Yatağımdan doğrulduktan sonra fark ettim, yanımda yatan orgazmı zayıf kadın tam 3 gündür bende kalıyor. Sevişmekten başka hangi amaca hizmet ettiğini sormayın lütfen. Tuvalete gittim, klozetin suyunda yüzümün net bir yansımasını gördüm, gerçekten her gün sıçtığım yerde suratımın net bir görünüşü bana bakıyordu. Ne kadar yaşlandım diye düşünmeden edemiyorum, sudan yansıyan aksimin aksine saçlarım daha beyaz artık. işemekte tereddüt etmedim ve suratıma işedim gerçekten. Sanki fiziğin gereğinin tersinde işliyordu her şey. Suratımda herhangi bir ıslaklık hissetmedim, boşta olan elimle yüzümü yokladım. Su bulanmıştı. Artık ben değildim, bunu da bir yerden hatırlıyorum. O hikayenin yeri burası değil belki sarhoş olduğum bir gün alıntı yaparım. Bok gibi yaşamın ortasında tüm bulanıklıkları elime yüzüme bulaştırıyordum hak edip etmediğim konusunda herhangi bir şey hissetmiyorum. Tekrar yüzüm geri geldiğinde büyük bir şey yaptım sanıyordum... Elimde olan sikimi gördüğümde ise fikrim değişti o kadar da büyük sayılmaz dedim.


Kadın arkamdan geldi ve olmadık yerlerimi öptü, ağzını şapırdatmasından nefret ediyorum, dur demekten itip kakmaktan da zevk aldığım söylenemez. Ego için kadın poposu tokatlamak benim doğamda hiç yer etmedi. Ben tüm bunların yerine ensesi vanilya kokan genç kızların bahar gelince göğüslerinden süzülen hormonun bira ve puro ile olan ahengini seviyorum. Herkes gibi hissetmediğimi anladım kalabalık içinde sıçmık suratlar dolaşıyor. Farklılık ne o zaman? Suratıma işeyen kendim olduğum için mi bu farklılık beklentim? Her sabah bok sineği vızıltısı ve cama çarpışları ile uyanmak mı? Tadını mı merak ediyorum idrarın? Hayır, ama kadından ve mor yatak çarşaflarından bıktım. Mor nefretlik bir gotik hava veriyor odaya. Ayrıca milyonlarca sperm hücresinin akşam ben uyuduktan sonra tahta kurusu kılığında tenime değmesinden huzursuzum. Elimde olsa bir şişe rom döküp kadınla birlikte yakarım. Komşuların dumandan rahatsız olması falan da umurumda değil. Belki çıkan duman sayesinde 2 ay sigara içmek zorunda bile kalmam. Acıktın mı diye sorması, salakça nezaketi, uykusunda dişlerini gıcırdatması. ten rengi tangaları ve sevişme tarzından sıkıldım...


(3 ay sonra)


Kaldığım ev benim değil kadınınmış ve her şeyi çözdüm sandığım bütün insanların tüm icatları bulmuş, felsefenin tüm sırrını çözmüş, gidilmemiş galaksilerin dilini öğrenmiş rahatlığı ile hiç bir şey yapmamak uğruna sıçtıkları tuvalet bile benim değilmiş. Tüm umudumu yüzümün bir yansımasını gördüğüm tuvalette nihayete kavuşturabilirdim diye üzüldüm. Artık sembolik bir klozet değil benim için orası. Içimdeki şeytanların yağmur dansı yaptıkları ibadethanesi. Bu ev artık barınma gibi temel bir ihtiyacın dışında, gelişen ruhumu arıttığım bir tapınak sakinliğine sahip. Suratıma işemiş olmanın gururunu, ezikliğini ve bende yaratmış olduğu karmaşanın kendisini bile hissetmiyorum. Nereye gitmeliyim? Yolculuğumun basladığı yer yol kavramının oluştuğu yer. Bittiği yeri henüz görmedim, gördüğümde ise gözlerim işe yarar mı bilmiyorum. Gidip kadını dövmeli sonra tecavüz edip klozete kafasını sokmalıyım diye düşündüm. Zira mor yatakları çarşafları olan kadınlar onlara böyle davranılmasından gayet memnun olmalı. Geri döndüm, ağlama sesi geliyordu dairesinden yavşak karı arkamdan ağlıyor diye tükürdüm kapının paspasına. Ten rengi tanga geldi aklıma bana andırdığı şey de karıdan farklı değildi. Kapı açıktı, sanki evren ile sözleşmiş ve zayıflığını sergilemek için açık bırakmış. Biliyorum bu sinsi pislik zayıf gibi gözükse de ilk fırsatta ağzıma memnuniyetle sıçar. Kadınlar hakkında bildiğim ve tecrübe ettiklerim bana güven vermedikleridir. Tekinsiz yaratıklar.


Içeri girdim ses kesilmedi. Geldim işte daha ne istiyorsun? Sanki etrafımdaki her şeyin benimle alakası var. Aman Allahım! Sen yüzüne işemiş olma şerefine nail olmuş bir orta çağ şövalyesisin ve sigara yaktığında otobüsün geleceğine mi inanıyorsun? Evet her şey seninle bağlantılı, bugün geç kalkan vapurlar ve kalkması umut edilen ama hiç kalkmayan bazı şeyler. Banyonun ışığı yanıyordu yine üstüme atlayacak ve sevişmekten nasibini alacak. Banyoda sevişmekten oldum olası nefret etmişimdir. Islanmak sevişmenin o boyutunda olmamalı. Islanmak sadece benim içine sığabileceğim kadar bir organa münhasır kalmalı. Hayır, klozete oturmayı tercih ettim. Artık ibadethaneme kavuştuğuma göre bende tüm inançların en kutsal ruhu olarak kabul görülmeliydim. Ben müridlerime bir kitap ve birbirini taklit eden bir takim ritueller yerine başka bir boyut kazandırmalıyım. Kadın küvette yatıyordu iki bileğinide kesmiş, intihar etmemiş sanki fayansları silerken ayağı kaymış düşmüş gibi gülüyor. Arsızlanıyor, şu suratına işeme hikayesini tekrar anlatır mısın diyor...



Bölüm 2 : https://obsesifdaktilo.wixsite.com/blog/home/bir-obsesifin-g%C3%BCnl%C3%BCg%C3%BC-2

109 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Son kez Abstre

Benim de merhametine inanmayı seçtiğim çok karanlık birikti içimde. Sağa sola savrulmak yerine, bir düzene uyum sağlayıp yalnız kalmak gibi. O yüzden sen şimdi tüm bu olan biteni unut. Ben de ayak alt

bottom of page